Günün Sözü – 7

14-01

Ciro ve Personel Devir Hızı İlişkisi

“Ciro ve Personel Devir Hızı İlişkisi” isimli bilimsel araştırmamız ESOSDER‘de yayınlandı.
Makalenin özetine buradan, tamamına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
ESOSDER(Güz-2013Cilt12Sayı47)

Makale özeti:

“İşletmelerde personel devir hızı ile ciro arasında bir bağlantı olup olmadığı birçok İnsan Kaynakları profesyoneli tarafından merak edilmektedir. Bunun temel sebebi de personel devir hızının performans ve ciroyu olumsuz yönde etkilediği varsayımıdır. Bu varsayımdan hareketle İnsan Kaynakları yöneticileri personel devir hızını düşürmek için birçok yüksek maliyetli uygulamayı devreye almaktadır. Bu araştırma özellikle organize perakende sektöründe personel devir hızı ve ciro arasında bir neden-sonuç ilişkisi olmamakla birlikte personel devir hızının ciro üzerinde pozitif bir etkisi olduğunu ortaya koymaktadır.”

 

Günün Sözü – 6

13-12

Günün Sözü – 5

13-11

Günün Sözü – 4

13-10

Wall Street English

“Wall Street English, online eğitimleri, nereye giderseniz İngilizce eğitiminiz sizi takip eder.”
online_encounters_aotw

Ajans: DLV BBDO, Milan, İtalya
Kreatif Yönetmenler: Stefania Siani, Federico Pepe
Sanat Yönetmeni: Valerio Mangiafico
Photoğraf: Davide Bellocchio

Günün Sözü – 3

13-09

Günün Sözü – 2

13-08

Günün Sözü – 1

pazarlamacanavari13-07

Türk Tipi Y-Kuşağı

Türk Tipi Y-Kuşağı isimli bilimsel araştırmam ESOSDER‘de yayınlandı.
Makalenin özetine buradan, tamamına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
ESOSDER(Bahar2013-Cilt12Sayi45)

Araştırmanın özeti:

1980 sonrası doğumluları tarif etmek için kullanılan Y kuşağı, 2011 yılı itibari ile çalışanların %32’sinin, yönetici kademesinde ise % 20’sinin Y kuşağı mensubu olması sebebiyle iş yaşamını derinden etkileyecektir. Bu sebepler, Y kuşağının özelliklerinin belirlenmesi ve bu özelliklere göre iş hayatının şekillendirilmesi için çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa kaynaklı çalışmalar, Y kuşağının temel özelliklerini belirlemiştir. Bu çalışma, Y kuşağına atfedilen özelliklerin Türkiye’deki Y kuşağı için geçerli olup olmadığını araştırmak üzere hazırlanmıştır.”

Yeni Yılınız Kutlu Olsun!

newyear

Bir Pazarlama Miti: Kodak

Al Ries, Ad Age’deki yazısında harika bir konuya değinmiş. Yazı, Kodak ile ilgili. Özetlemek gerekirse;

Kodak, 1996’da Interbrand tarafından Disney, Coca-Cola ve McSonald’s ardından dördüncü en değerli marka olarak sıralanmış. Bu gün Disney’in değeri 70 milyar $, Coca-Cola’nın değeri 154 milyar $, McDonald’s değeri 104 milyar $. Kodak ise iflasını istemiş durumda. Peki, en değerli dördüncü markanın değeri nasıl bu kadar düştü?
Bu konuda herkesin bir fikri var. Eğer özetlemek gerekirse; “Kodak dijital çağa uyum sağlayamadı, geçmişte takılıp kaldı, dijital kameraların popülerliğini anlamakta gecikti”.
Fakat gerçek bundan biraz farklı:
– İlk dijital kamerayı 1976 yılında Kodak icat etti,
– Dünyanın ilk 1,4 milyon megapixellik kamerasını 1986 yılında Kodak’ın icat etti,
– 1986 ile 1994 yılları arasında Ar-ge’ye 5,5 milyar dolar yatırdı,
– Dijital fotoğrafçılık alanında binlerce patenti var ve yakın bir zamanda bazı patentlerinin ihlal davalarından dolayı Samgung’dan 550 milyon dolar, LG’den 400 milyon dolar kazandı.
Görüldüğü gibi, dijital kamera meselesine Kodak kadar yatırım yapan başka bir firma yok.
Kodak’ın başarısızlığının ardında yatan en önemli konu, Kodak markasının ‘dijital kamera’ değil ama ‘fotoğraf filmi’ anlamına gelmesi. Kategoriler değiştiğinde, Kodak’ın zamanda sıkışması ve yeni bir isim ortaya koymaması. Kodak’ı bu sıkışmadan kurtarabilecek tek şey, yeni kategoriye Kodak haricinde bir isim vermesi olabilirdi.

Al Ries’ın da söylediği gibi, bazen iyi bir isme sahip olmak bir şirketin en büyük belası olabiliyor. Özellikle yeni bir ürün kategorisi ortaya çıktığında, bu kategoriyi yeni bir isimle desteklemek en akılcı çözüm olabiliyor.

Bir Şeyler Oluyor

1973’lerde internetin icadından bu yana gerçekten çok şeyler değişti. Artık gittikçe daha fazla iletişim olanaklarını kullanır hale geldik. 2010 yılının sonunda, Dünya’da mobil telefon abone sayısı 5.3 milyara yükseldi, mobil iletişim olanaklarına erişim Dünya nüfusunun %90’ına açık durumda [1]. Aynı dönemde, internet kullanıcılarının sayısı 2 milyar rakamını çoktan aştı. İletişimimiz o kadar hızlı ki, 2010 yılında tüm Dünya’da her saniye 200.000 SMS gönderiliyor [2], kullanımda olan 2.9 milyar e-posta hesabı var, bu hesaplar üzerinden her gün 247 milyar gönderi yapılıyor[3] ve sosyal networklar üzerinde aktif olarak hesabı bulunan kişi sayısı 2.1 milyar kişi[4].

Sürekli veri üretiyoruz ve bu verileri gittikçe daha yüksek hızlarda iletebilecek yeni sistemler geliştiriyoruz. Bu teknolojileri bazen veri tabanı yönetiminde, bazen veri tabanı değişimlerinde, bazen görüntü aktarımlarında hatta bazen oyun sistemlerinde kullanıyoruz. Ürettiğimiz verilere bağlı olarak, yeni donanımlarla daha da etkin veri transfer ve saklama yöntemleri kullanıyoruz. Cep telefonları, bilgisayarlar bunların sadece birkaçı.

Okumaya devam et