E-postalarımızı Saklamak!

Seth Godin blogunda, e-posta listesini seneler evvel attığını belirtmiş. E-posta ile, eğer yeterince iyi bir itibanız varsa, insanları harekete geçirmenin çok kolay olduğunu belitmiş.

Diyor ki “E-postanızı, sadece gerçekten söyleyecek önemli birşeyleriniz için saklayın!”.

Ne dersiniz? Söyleyecek birşeylerimiz olana kadar e-posta ile pazarlama yapmayı bıraksak mı?

E-postalarımızı Saklamak!” hakkında 2 yorum

  1. Evet belki de böyle olmalı. Aşağıdakileri tamamen tüketici bakış açısı ile yazıyorum;

    Günde 8 – 10 saatim internet başında geçiyor.
    1 – 2 saat televizyon izliyorum.
    Haftada 4 – 5 gün, günde 1 saati geçmemek üzere radyo dinliyorum.

    Bir günde elime geçen pazarlama amacı güden e-posta sayısı 100 – 450 arasında. Bunların 30 – 40 ı Türkiyeden. Geri kalanı zaten kendini o derece belli ediyor ki, artık çoğunu başlığı ve gönderenini görür görmez siliyorum. Türkçe olanlardan belki ayda 1 tanesi beni kandırıp kendini okutabiliyor.

    Belki tüm pazarlama mantığına ters düşecek ama, şöyle bir fikrim var. Ben bir ürün veya hizmet almak istediğimde, bir araştırma yapmak ve bunun sonucu olarak bana en uygun olduğunu düşündüğüm ürünü almak istiyorum. Bu noktada, televizyon ve radyoda dinlemediğim ama kaçınılmaz olarak duyduğum, bilinçaltıma işlemiş markalar tercih sebebi olabiliyor ancak, e-posta gibi bir mecradan bana ulaşılmasını tercih etmiyorum.

    Bilgisayarı benim kadar sık kullanan kimseler adına konuşayım, bana e-posta ile ulaşıldığında, çok beğendiğim bir ürün olsa bile almamayı tercih ederdim.

    Cidden merak ettim, e-posta ile yapılan pazarlamanın etkinliği nedir? Rakam verebilir misiniz? Yani, maliyetinin eser miktarda olduğu belli ama geri dönüm ne kadar?

Bir cevap yazın