Dünya hızla değişiyor, o kadar ki bilginin yarı ömrünün 10 yıl olduğunu kabul etmeye başladık, yani öğrendiğimiz bir bilgi 10 yıl içerisinde geçerliliğini yitiriyor. Bu süreç içerisinde, bu kadar değişimin hızla yaşlandığı bir dünyada pazarlama da gelişmelere ayak uydurabilmek için sürekli değişim içerisinde…
Hızla pazarlamada gerçekleşen büyük değişimlere baktığımızda aslında pazarlamanın 4 farklı evreden geçtiğini söyleyebiliriz;
Pazarlama 1.0:
Pazarlamanın başlangıcı sayılan bu dönemde ürünün merkezdedir. Bu dönemde üretilen her türlü ürün ve hizmet rahatlıkla satılabilmektedir, zira kıtlığı çekilen ürün veya hizmetlerdir. Önemli olan ürün ya da hizmeti üretebilmektir. Çok basit kitlesel pazarlama çabalarıyla ürün ve hizmetler satılabilmektedir.
Pazarlama 2.0:
Pazarlamanın ilk döneminden sonra rekabetin ortaya çıkmasından sonraki dönemdir. Bu dönemde merkez üründen tüketiciye doğru kaymıştır. Müşterinin değerli hale geldiği bir döneme girilmiştir. Bu dönmemde artık müşteriler tercihler yapabiliyor, bu tercihlerle de ürünün fiyatını belirleyebiliyorlardı. Bu dönem, artık pazarlamanın zorlaşmaya başladığı dönemi ifade etmektedir.
Pazarlama 3.0:
Bu dönemde merkez tüketici değil insandır. Bu dönem, değere dayalı pazarlama çağıdır. Pazarlama 3.0 ile işletmeler İnsanları sadece tüketici olarak görmek yerine, onlara artık aklı, kalbi ve ruhu olan insanlar olarak yaklaşmaktadır. Tüketiciler seçtikleri ürün ve hizmetlerde sadece işlevsel ya da duygusal tatmin aramamakta, insan ruhunun tatminini de aramaktadırlar. Pazarlama 3.0’ı ortaya çıkaran en büyük kuvvet yeni dalga teknolojidir. Yeni dalga teknoloji ucuz bilgisayarlar, cep telefonları, düşük maliyetli internet ve açık kaynaktan teşekkül etmektedir. Ayrıca yeni dalga teknolojiyi mümkün kılan unsurlardan biri de sosyal medyanın yükselişidir. Pazarlama 3.0 ile birlikte tüketiciler şirketin ürün geliştirmesine ve iletişimine katılmaya teşvik edilmektedir
Pazarlama 4.0:
Müşterinin değer kazanması, tüm işletmeleri daha çok sadık müşteri yaratmaya yönlendirmektedir. Dolayısıyla Pazarlama 4.0 ile çok’tan çok’a olan işbirliği çok’tan bir’e yönelecektir. Yani şirketler tek bir sadık müşteri yaratmak için bütün operasyonel kadrolarını çoklu olarak tek tek müşterilere yöneltecektir. Bu şekilde kazanılan müşteri, şirketin bütün organları tarafından yönetilecek ve dinlenecektir. İşte tam da bu noktada şirketlerin, müşterilerinin ceplerini değil kalplerini fethetmeleri gerekecektir.
Bu güne kadar pazar payı, sepet derinliği, sepet büyüklüğü gibi kavramlarla ulaşan pazarlamacılar artık müşterilerini sadık hale getirebilmek için onların gönüllerine hitap etmeye çalışacaklardır. İşte tam bu noktada artık yeni bir kavram pazarlamanın temel belirleyicisi olmuştur; gönül payı.
Bu dönemin yeni mottosu; “Memnun müşteri her zaman işletmelere bağlı müşteridir. Önemli olan pazar payı değil, gönül payı!”
Yazınız için teşekkürler.