2024 Yılının Rengi: Şeftali Tüyü

Küresel renk otoritesi Pantone Renk Enstitüsü, 2024’ün rengini açıkladı. Modadan güzelliğe, dekorasyondan sanata kadar birçok sektörü etkileyen Pantone yılın rengi, “Şeftali tüyü” oldu.

Dikkat Edilmesi Gereken Pazarlama Stratejileri

Bu yazımda 2023 yılında tanıtım çalışması yapmak isteyen işletmeler için kısa kısa stratejilere yer verdim. Özellikle yeni trendlerin pazarlama profesyonellerinin karar araçlarını çok ama çok fazla etkilediği bir dönem içerisinde, sınırlı kaynaklar ile etki yaratmak isteyen tüm işletmelerin bu stratejilere dikkat etmesi gerekiyor.

Okumaya devam et

Shrinkflation ve Skimpflation

2023 yılı Dünyanın tüm ekonomilerinin ciddi anlamda etkilendiği yıllardan biri oldu. Emtia fiyatları son dönemde başta petrol fiyatları olmak üzere enerji emtia fiyatları kaynaklı yükselmeye devam etti. Emtia fiyat endeksinin mevcut seviyesi son on yılın ortalamasının yüzde 31,8 üzerinde gerçekleşti. Doğal olarak 2023 yılı tıpkı Türkiye gibi Dünyanın birçok ülkesinde enflasyonun da etkisini hissettirdiği bir yıl oldu. 2023 yılında yüksek enflasyon etkisiyle iki yeni kavram hayatımızda çok fazla yer almaya başladı. Bunlar shrinkflation ve skimpflation. Gelin bu kavramlara yakından bakalım;

Okumaya devam et

Nike Air Max Day 3D billboard

Nike Air Max Day 3D billboard

Nike Air Max günü için hazırlanan 3D billboard

Ajans: CEKAI
Yönetmen: Kota Iguchi
Sanat Yönetmeni: Rei Ishii
Tasarım: Yoshio Kato
VFX Şirketi: LUDENS
VFX Prodüktörü: Tatsuro Hayashi
Ses Tasarım Şirketi: GROUNDRIDDIM
Müzik: DJ UPPERCUT

Domestos – Sosyal Deney

Domestos, hijyenik olmayan tuvaletlerin çocuklar açısından önemine dikkat çektiği bir sosyal deney filmi yayınladı. “Okul tuvaletleri yeterince temiz olmadığında bazı çocuklar ne yapar?”. Bir sosyal deney ile bu soruya cevap vermeye çalıştılar.

Reklamveren: Domestos, Unilever Türkiye                                     

Reklamveren Yetkilisi: Kerem Dıramca, İpek Aslanel, Ezgi Saygın                    

Proje Ajansları: Mullenlowe İstanbul, Sobraz İletişim         

Yaratıcı Yönetmen: Osman Nadir Aydın                                  

Metin Yazarı: Bengü Turna, Tuğçe Atay                                   

Sanat Yönetmeni: Zeynep Yıldız                           

Ajans Prodüktörleri: Tuğrul Karadeniz, Emirhan Akıncı                                        

Strateji Planlama: Yusuf Muslubaş, Alper Çetik, Soydan Canbaz, Tuğçe Atay                        

Müşteri İlişkileri Grubu: Ceyda Coşkun Ayanoğlu, Merve Günay Goldenberg, Okan Gürşimşir, Siminsu Sevgikuranlar, Özge Öztürk, Gizem Başaran                                                

Yapım Şirketi: Sugarrush                                  

Prodüktör: Yonca Alpaslan                                        

Yönetmen: Vural Uzundağ 

Görüntü Yönetmeni: Murat Tuncel 

Medya Planlama: PHD, Boomads

Pr Ajansı: Sobraz İletişim

Proje Ajansı: Zon

2023 Yılında Pazarlama

2023 yılı çok hızlı bir şekilde geldi. 2022 yılında hem Dünya’da hem de Türkiye’de ekonomik anlamda büyük bir sıkışıklık yaşandı. Yeni yılda da özellikle enflasyon baskısı tüm işletmeleri zorlamaya devam edecek. Bu yıl, pazarlama alanında başarılı olmak isteyen işletmeler özellikle devam eden önemli pazarlama trendlerini takip etmek zorundalar. İşte bu trendleri sizler için özetlemeye çalıştım;

Okumaya devam et

Decathlon, ismini “Nolhtaced” olarak değiştirdi!

Decathlon, yeni sürdürülebilirlik kampanyasını duyurmak için oldukça ilginç bir yola başvurdu. Kampanya kapsamında Belçika’nın Evere, Namur ve Ghent kentlerindeki Decathlon mağazalarına bir ay boyunca Decathlon tabelası indirilerek “Nolhtaced” tabelası asılacak. Aynı zamanda ilgili mağazaların web sitelerine ve sosyal medya hesaplarına yeni logo eklenecek. Bu adımla “tersten alışveriş”e teşvik etmeye çalışan markanın başlıca amacı müşterilerin eski veya kullanılmamış spor ürünlerini Decathlon’a satmalarını sağlamak ve böylece ürünlerin garanti kapsamında tamir edilip yeniden satılabilmesine olanak tanımak…


Satış yapan müşteriler, yeni ekipman veya diğer ikinci el ürünlerde kullanılmak üzere 2 yıl geçerli olacak bir kupon alacak. Ayrıca dileyenler yeniden satılamayacak durumda ürünleri de geri dönüşüm için ücretsiz olarak mağazaya bırakabilecek. Şimdilik Belçika ile sınırlı olan bu hareketin diğer ülkelerde hayata geçip geçmeyeceği ise henüz bilinmiyor.

Okumaya devam et

Kabile Pazarlaması

Pazarlamadaki en temel problem, pazarlamanın en ilkel halinden bu gün deneyim tasarladığımız, yapay zeka kullandığımız gelişkin evresine doğru ilerlerken, aslında hemen hemen hiç değişmedi; müşteriyi doğru tanımlamak. Bu bağlamda özellikle son yüzyılın yarısını pazarlama profesyonelleri ve akademisyenler pazar bölümleme (segmentasyon) ile ilgilenerek müşteriyi tanımlayıp, müşterilerini doğru şekilde sınıflamaya harcadılar.

En basit hali ile pazar bölümleme, markaların ilgili olduğu pazarı bölümlere ayırarak, seçilen küçük pazara yönelik strateji oluşturmayı hedefleyen yöntem olarak tanımlanabilir.  Kavramsal olarak pazar bölümlendirme stratejisi, tüm pazarın farklı parçalarına farklı pazarlama programlarının uygulanması ve geliştirilmesini kapsar[1]. Dolayısıyla pazar bölümlendirme, pazardaki farklı grupların tanımlanmasını, onların isteklerinin belirlenmesini ve buna göre farklı ürün ve pazarlama programlarının geliştirilmesini gerektirir[2].

Pazar bölümlemedeki temel yaklaşım geniş bir pazarın ortak ihtiyaçlara ve özelliklere sahip tüketici alt gruplarına bölünmesi ve bu grupların ihtiyaç ve isteklerini hedefleyecek pazarlama stratejileri oluşturulmasıdır. Zira pazar bölümlemesi uygulanmasının altında yatan mantık, işletmenin pazarın her belirgin bölümünün ihtiyaçlarının ayrı bir pazarlama karması ile daha iyi karşılanacağı düşüncesidir[3].

Okumaya devam et

Pandemi Pazarlamada Neleri Değiştirdi?

Bu hafta, harika bir dergi için soruları cevapladım. Sorulardan biri gerçekten çok değerliydi; “Covid-19 ile tüm yaşamımız değişti peki pazarlamada neler değişti?”… Bu soruya verdiğim cevabı biraz daha geliştirerek bu yazıyı hazırladım. Keyifli okumalar…

Cavid-19 ile pazarlamadaki büyük değişimden bahsedeceksek ilk olarak herhalde dijital göç eğiliminden başlamak gerekecektir. Dijital göç, bir işin fiziki alandan dijital ortama taşınmasını ifade ediyor. Aslında kavram hiç yeni değil, ilk defa neredeyse 20 yıl önce Adrian Slywotzky tarafından ortaya atılan kavram, yeni değişimlerin yarattığı rekabet ortamlarının endüstrilerde inanılmaz değişimlere sebep olduğunu ve bu değişimlere adapte olamayan işletmelerin önemli bir kısmının yok olduğunu ortaya koymuştu. Pandemi döneminde de benzer bir durum yaşandı ve neredeyse tüm işkolları dijital ortama taşındılar.  Çok doğal olarak birçok iş kolu dijital ortama taşınma hızına yetişemedi. Örneğin bankalar bu konuda çok hızlı davranırken, hediye kartı sektörü bu konuda çok yavaş kaldı. Üstelik bu değişim o kadar hızlı geldi ki, her sektörün aynı şekilde tepki vermesi mümkün olmadı. McKinsey’nin yaptığı Avrupa’yı kapsayan dijital adaptasyon araştırmasına göre, sektörler yüzde 14’lük “zıplamayı” normalde 2-3 yılda ancak yapabileceklerdi, fakat Covid-19 perakendeden lojistiğe bütün sektörler için hızlandırıcı rol oynadı. Bu dönem içerisinde tüketicilerin yani bizlerin dijitalleşmeye uyum düzeyi ciddi anlamda arttı. Aynı araştırmaya göre tüketicilerde dijitalleşmeye uyum düzeyi, bu dönemde yüzde 81’den yüzde 95’e yükseldi.

Okumaya devam et

2022 Yılında Pazarlama Aktiviteleri

Pandemi ile birlikte, özellikle pazarlama süreçleri ve araçlı önemli değişimlere uğradı. Yeni dönemde her ne kadar yeni varyantlar sebebiyle tehlike devam etse de, aşılanan insanların yaygınlaşması ve değişen alışkanlıklarımız sebebiyle artık kapanmaların olmayacağını öngörmek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla bu yazımda sizlerle yeni dönemde bütün pazarlamacılar, nasıl aktiviteler yapacaklar neler için bütçe ayırıyorlar konularını paylaşacağım.

  1. Hibrit Etkinlikler

Pazarlama ekipleri için müşterileri (hatta tüm paydaşları) ile bir araya geldikleri etkinlikler hayati öneme sahiptir. Bu etkinlikler (seminerler, festivaller, ürün lansmanları gibi) ile hem mevcut hem de potansiyel müşterileri ile iletişim kurar,  marka farkındalıklarını arttırmayı başarırlar. Pandemi döneminde gerek kapanmalar gerekse bulaş endişeleri ile tamamen iptal edilen ya da sadece çevrimiçi olarak gerçekleşen etkinlikler yeni dönemde hibrit olarak gerçekleştirilecekler. Yani 2022 için bu hibrit etkinliklerin yeni normalin bir parçası olacağını söyleyebiliriz. Birçok etkinlik, katılımcılarına hem fiziksel olarak etkinliğe dahil olma hem de istenilen yerden sanal olarak katılma seçeneği ile sunulacaktır.

Okumaya devam et

İyilik Ekonomisi

Gezegenimizde belki de son dönemlerde en çok karşılaştığımız şeyler belirsizlik, kaynakların azalması, küresel felaketler, salgınlar ve krizler olmaya başladı. Gittikçe karmaşıklaşan uluslararası ilişkiler, kaynakların azalması (örneğin tatlı su kaynakları), üretim paradoksu gibi konular hayatımızın her anında karşımıza çıkarken, tüm insanlık daha fazla iyiliğe ve güzel haberlere ihtiyaç duymaya başladı. Üstelik bu iyilik odağı kesinlikle sadece günlük hayatımızda değil, iş hayatımızda da önemli hale geldi. Tüm bu değişimler, yeni bir kavramın son yıllarda ciddi anlamda daha fazla konuşulan bir kavramı hayatımıza soktu; İyilik Ekonomisi (Kindness Economy).

Yenidünya düzeni hem çalışan hem de müşteri davranışlarını dönüştürerek iyilik ekonomisini ortaya çıkardı. İyilik ekonomisinin ardında insanın içinden gelen bir iyilik yapma güdüsü var ve dolayısıyla insanlar çalıştıkları ya da hizmet aldıkları şirketlerle daha güçlü bağlar kurabilmek için bu şirketlerde iyilik odağını görmek istiyorlar.[1]

Okumaya devam et

Türkiye’nin en sevilen markaları “Lovemark Türkiye 2021” açıklandı

MediaCat ve Ipsos işbirliğiyle gerçekleştirilen Lovemark araştırması markanın zihin payı, duygusal olarak yakınlık derecesi, beklenti ve ihtiyaçları karşılama düzeyi ile asla bırakılamayacak kadar sevilip sevilmediği dikkate alınarak modellenen bir hesaplama ile gerçekleştiriliyor.

Türkiye’nin Lovemark’ları 2021

  • Akaryakıt: OPET
  • Ambalajlı Su: Erikli
  • Atıştırmalık: Ülker
  • Banka: Ziraat Bankası
  • Bebek Bakım Kremi: Bepanthol
  • Beyaz Eşya: Arçelik
  • Bulaşık Makinesi Deterjanı: Fairy
  • El Hijyeni: Duru
  • E-ticaret: Trendyol
  • Ev Hijyeni: Domestos
  • Kahve: Nescafé
  • Online Market: Migros

COVID-19 Sonrası Türkiye ve Fırsatlar

COVID-19 Sonrası Türkiye ve Fırsatlar
Dr.Zeki Yüksekbilgili
http://www.zeki.yuksekbilgili.com

COVID-19 ile birlikte hepimiz yaşam şekilleri, iş yapış şekilleri köklü ve geri dönülmez şekilde değişti. Bu değişim doğal olarak hepimizde gelecek kaygısı oluşturuyor. Son aylarda yaptığım eğitimlerin neredeyse tamamında, katılımcılar çok da doğal olarak endişelerini dile getiriyorlar. Bu endişelerin hepsinde haklı olsak da, unutulmaması gereken önemli bir konu da, COVID-19 sonrası özellikle ülkemiz ile ilgili önemli fırsatların olduğu… Dolayısıyla bu yazımı, COVID-19 sonrası Türkiye ve fırsatlar üzerine hazırladım.

Global bir perspektif ile konuyu ele aldığımızda, Dünya’da toplam ithalatın (18.998 Milyar $) %53’ünün 10 ülke tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu görüyoruz. Bu ülkeler incelendiğinde en çok ithalat yapan ülkelerin sırasıyla %14 ABD, %11 Çin, %7 Almanya, daha sonra Japonya, Birleşik Krallık, Hollanda, Fransa, Hong Kong, Kore ve İtalya olduğunu gözlemliyoruz .

COVID-19 ile birlikte özellikle belirli alanlarda bölgeselleşmenin çok daha fazla önem kazandığı ve kazanacağı rahatlıkla söylenebilir, yani artık tek alternatifli tedarik zincirlerine olan bağımlılığın ortadan kaldırılması, stratejik bir öncelik haline gelmiştir -COVID-19 yeni bir kriz olsa da Çin’deki tedarik zinciri riski yeni değildir. Dünyanın en büyük iki ekonomisi Amerika ve Çin arasındaki Ticaret Savaşları kapsamında zaten birçok üretici bu konuda farklı önlemler almaya başlamışlardır-. Bu trendin en hızlı hayata geçme şekli ise üretimin alternatiflerinin ortaya koyulması (çoklu tedarik) ve yakın coğrafyalara taşınması olacaktır. İşte tam da bu noktada Türkiye, özellikle büyük ithalat yapan ülkeler ile ilişkileri ve coğrafi yakınlığı ile büyük avantajlara sahip bir ülke olarak öne çıkmaktadır.
Okumaya devam et