Tüm dünya, mortgage temelli global bir krizi yaşıyor. Bu durumun en iyi ihtimalle 2009 yıl ortalarında düzelmeye başlayacağını söylemek gerekiyor. Kriz, en basit haliyle “Bir ülkede veya ülkeler arasında, toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran” olarak tanımlanabilir. Şu anda yaşadığmız dünya ölçeğinde hissedilen ekonomik kriz, aslında 100 yılda bir görülebilecek derecede farklı, etkileri çok derin bir kriz ve doğal olarak her alanda iş hayatını etkiliyor. Firmaların ilk refleksi de, kriz karşısında savunmaya geçmek ve tasarrufa yönelmek olarak ortaya çıkıyor fakat gerçek tasarruf ihtiyacı karşılamayı ertelemek değil, elverişli fırsatları kullanarak ihtiyaçları gidermenin maliyetini azaltmak. İşte kriz dönemlerinde, özellikle pazarlama alanında yapılacak manevralar ile, ciddi anlamda krizi yönetmek ve bu krizden bir fırsat yaratmak mümkün.
Kriz zamanlarında belki de en büyük problem pazarlama, çünkü tüketicilerde talep azalıyor, harcama eğilimi düşüyor, üreticilere, ürün ve hizmetlere olan güven azalıyor. İşte krizde pazarlama yönetimi tam da burada devreye giriyor;
Kriz zamanlarında firmaların ilk yaptıkları şey, tanıtım faaliyetlerine ara vermektir. Firmaların büyük bir çoğunluğu kriz ortamı düzelene kadar beklemeyi tercih ederler. Kriz zamanlarında yapılacak tanıtım faaliyetleri, sanılanın aksine çok etkili ve güçlüdür. Öncelikle, reklam hiç olmadığı kadar etkili olur, çünkü kriz zamanlarında tanıtım faaliyetleri yok denecek kadar azdır, reklam yapan firmalar hemen göze çarpar, her zaman olduğu gibi onlarca, yüzlerce tanıtım faaliyetleriyle bombardımana tutulayan tüketici, bu tanıtım faaliyetini hemen fark eder. Bu zamanda, az olan tanıtım faaliyetleri sayesinde, tanıtım yapan firma, tüketiciye krize rağmen faaliyetlerine devam ettiği ve güvenilir bir firma olduğu mesajlarını da verir. Bu mesajlar sayesinde, tanıtım faaliyetlerinde bulunan firmalar, pazar paylarını ciddi anlamda büyütebilirler. Pazar payındaki büyüme, kriz sebebiyle ortaya çıkan karlılık problemini ortadan kaldırabilir.
Kriz zamanlarında reklamverenlerle reklamalanların aynı gemide olduğunu asla unutmamak gerekir. Reklamalanlar da bu krizi aşmaya çalışıyor, fiyatlarını düşürüyor ve promosyon yapıyorlar. Bu dönemlerde reklam, hiç olmadığı kadar ucuza verilebilir.
Kriz dönemleri yeni ve farklı ürünler piyasaya hemen hemen hiç sunulmazlar. Kriz dönemlerinde yeni ve farklı bir ürün sunmak ürünün tüketici tarafından “görülmesini” sağlayacaktır. Normal zamanlarda, binlerce ürün arasında kaybolup gidecek olan ürün ve hizmetler kriz zamanlarında hemen fark edilecektir. Kriz, özellkle tüketicinin ilgisini çekecek, farklı ürünlerin lansmanı için en doğru zamandır. Kriz zamanlarında bu tür lansmanları yapan firmalar, kriz sırasında elde ettikleri pazar payını kriz sonasında da koruyarak, büyüme hedeflerini kolayca gerekleştirebilirler.
Her zaman önemli olan, müşterilerle sürekli iletişim içerisinde olma, kriz zamanlarında daha da önemli hale geliyor, çünkü bu zamanlarda hatırlanmak, müşteriler için daha değerli oluyor. Kriz zamanlarına müşteriler de krizi tüm zorluklarıyla yaşıyorlar. Böye zamanlarda, onları hatırlamak, yardımcı olmak, onlara hiçbir zaman unutmayacakları bir deneyimi yaşatmak olacaktır. Müşterilere ücretsiz danışmanlık vermek, ödeme vadelerini uzatmak, size çok fazla zarar vermeyecek ürün ve hizmetleri ücretsiz sağlamak, müşterilerin minnettar olmasını sağlayacaktır. Unutulmaması gereken en önemli nokta krizin geçici olduğudur. Kriz sonrasında, tüm firmalar kaybedilen müşterileri yerine koymak için çok fazla zaman ve para harcamak zorunda kalacaklardır!..
“Krizde Pazarlama” hakkında 2 yorum
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Sanırım bu yazınızı Dünya Gazetesi’nde okumuştum.
Gerçekten çok doğru ellerinize sağlık.Zaten değişen ekonomik duruma uygun bir strateji geliştirirseniz başarılı olmamak elde degil.