Yeni Sektörlere Girmek ya da Girmemek

Geçen hafta elime bir basın bülteni ulaştı, konu Ülker ve Baby Star çocuk bezi. Kısaca diyor ki, Ülker yeni yatırımıyla (ki 25Milyon$ olduğunu söylüyorlar) artık çocuk bezi sektöründe de var!. Belki hatırlarsınız, 2004 yılında Ülker, Rozi’yi satın alarak kişisel bakım ürünleri sektörüne girmişti.

Ülker, önümüzdeki 5 yıl içerisinde bir milyon bebeğe ulaşmayı hedefliyor, yani pazar liderliğine oynuyor.

Buraya kadar herşey harika, mükemmel ve büyük yatırımlar, önemli hedefler ve tabii ki bu hedeflere ulaşmak için çaba ve bütçe…

Bir de aynı durumu küçükler için düşünelim; KOBİ’siniz ve bir yatırım düşünüyorsunuz, yeni bir sektöre gireceksiniz, yatırım maliyetleri toplam varlığınızın neredeyse %50’sini oluşturuyor. Yani iş tutmazsa, senelerce elde ettiklerinizin yarısı gidecek. Üstelik bilmediğiniz sularda yüzeceksiniz. İşin kötüsü, yeni girilecek sektör için dışarıdan birilerine bir araştırma yaptıracak kadar da bütçeniz yok!. Mevcut sektör de para kazandırmıyor, rekabet dizboyu…

Size tanıdık geldi mi? İşte bu tablo ne yazık ki tanıştığım hemen hemen her KOBİ’de gördüklerim.

Size bir tavsiyem var; yeni sektörü boş verin, en iyi olduğunuz işi yapmaya devam edin, mevcut ve bildiğiniz işini büyütün, mevcut müşterilerinize daha çok odaklanın ve onları daha karlı hale getirmenin yolunu bulun!.

Yeni Sektörlere Girmek ya da Girmemek” hakkında 3 yorum

Bir cevap yazın